25 Kasım 2011 Cuma

DEVLER ÜLKESİNDEKİ CÜCELER



DEVLER ÜLKESİNDEKİ CÜCELER İÇİN NEZAKET LÜTFEN! DOĞUMDAN İTİBAREN..



Belki ben çok hassasım bilemiyorum ,belki yaptığım işlerden(bebek yogası & doulalık) dolayı daha yoğun etkileniyorum herşeyden ama aklımdan geçenler bana doğru geliyor ve paylaşmak istiyorum.Yazdıklarım her zaman kendime bir hatırlatmadır.Bilmediğim çok şey var.Bazen bildiklerini de uygulayamıyor insan.Sürekli hatırlamak,hatırlatmak lazım.Araştırmak lazım.Öğrenmek bitmez bir ömür boyu...


Doğum esnasında ve sonrasında neredeyse tüm bebekler bir çeşit travma yaşıyorlar.Bu kısmen çok normal.Çoook uzak bir diyardan geliyor onlar.Karanlık,sessiz,ıslak bir dünya orası.Çook uzun bir vakit geçiriyorlar orda.Ve çıkış anı geldiğinde nelerle karşılaşacaklarını bilmiyorlar.Çünkü malesef ülkemizde bebeklerin kendi kendilerine doğmalarına pek izin verilmiyor.Bıraksalar ,ah bir bıraksalar kendi bildiği gibi,kendi zamanında,doğanın mucizesine kapılarak gelmelerine bir izin verseler!O zaman herşey daha kolay olmaz miydi?Travmalar azalmaz miydi?Tamamen DOĞAL doğum kendiliğinden olandır.Geleceği zamanı bebek belirler.Anne,bebek ve doğa başroldedir.Gereken özen ve nezaket gösterilir ve ihtiyaç durumunda doğru destek verilirse o küçük misafir bir an önce annesinin göğsüne konar,annesinin sıcaklığıyla ısınır,karnını doyurur ve orda ,olması gerektigi yerde ne kadar uzun kalırsa o kadar iyi hisseder kendini.Gözüne gözüne ışık sokulur mu hiç? Annesinin kucağı varken ısıtıcıda ısıtmaya ne gerek var,yemek mi bu?Çok acayip..Hiç bir sorun yokken uzun süre gözetim altında tutup oksijen vermeye ne gerek var ayrıca?Hele o zavallı yavrucakları doğar doğmaz yıkamak da neyin nesi?Yetmezmis gibi sampuanlamak?Neye uğradığını şaşırmaz mı?KOrkmaz mı?Üstelik benim bildiğim bebeğin üzerindeki o sıvılar onun için çok faydalı ve eski dünyasından üzerinde kalan son izler belki..Şöylece bir silip temizlemek varken gereksiz bir eziyet şu yıkama olayı.Malesef sezaryen ve mudaheleli vajinal doğumlarda durum daha da vahim.Bebeğe ve anneye hiçbir insiyatif bırakılmadan oldu bittiye getiriliyor herşey.Oysa ki doğumun yavaş olanı makbuldur,doğum sabır ister.Doğum kolay iş değildir.Çok güzel olan herşey çok emek ister bence.Doğum başa çıkılmayacak bir olay değildir.Anne ve bebek o özel anı yaşarken hakettikleri nezaketi görmeliler herkesten.Bu insan haklarına saygıdır.Hoşgeldin küçük insan!Tebrikler sana ve muhtesem annene!Haydi dinlen biraz,istediğin kadar uyu!Ne zaman istersen sütün hazır!Annen baban yanındalar.Hep yanında olacaklar ve sana yardım edecekler bu devler ülkesindeki yeni yaşamını kolaylaştırmak için.Ağlıyorr! Ahh niye ağlıyorr!Kim bilir ne derdi var.Ağzı var dili yok yavrucağın.En iyisi sarılmak sıkıca,o en iyi bildiği kokuyu sıcaklığı sunmak ona,güven vermek..Acaba ellerim çok mu soğuk ?Altını değişirken canını yakmadım di mi yavrum?Tuhhh tırnağını keserken elini kanattım!!O ne ağlamakk!Ben de ağladım!

Herkesin başına gelebilir böyle şeyler elbette.Ama gerçekten empati kurmak çok önemli.Yani bebeğimizn üzerini giydirirken bile zorlamadan çekilştirmeden,incitmeden nezaketle yaklaşırsak o da savaşmayacaktır bizimle.Ya da yemek yedirirken kaşığı boğazına kadar sokmazsak,ağzı bitmeden yenisini vermezsek,doyduğunu anlatmaya çalıştığında ısrar etmezsek daha huzurlu bir yemek seansı olmaz mı?Uyku mevzuu da aynı temellerde aslında.Önce onu anlamak,durumu kabul etmek,yardım etmek,saygı duymak,sabırlı ve nezaketli olmak kilit sözcükler olsa gerek.

Ben çok sıklıkla evin içinde yerlerde gezerim.Dünyaya minik kızım Şirinin gözlerinden bakmaya çalışırım.Yerlerde ilginç malzemeler buluruz,tozlar,kırıntılar,minicik objeler..Şirin gelip sırtıma biner.Iki kedi olup uzun uzun dolaşırız evde miyavlayarak.Dizlerim ağrır arada dinlenirim.Şirinin en mutlu olduğu anlardır aynı seviyede geçirdiğimiz dakikalar.Su verirken bazen farkına varıyorum tepeden uzanan koca elim ve yaklaşan bardak nasıl görunuyordur diye..Sonra çömeliyorum,suyunu veriyorum,aynı hizada gözgöze gelip konuşuyorum.Tabiki onu kucağımıza alıp bizim etrafı nasıl gördüğümüzü göstermek de önemli ama bunu hep yapıyoruz zaten.Büyük kızım Peri de hala 7 yaşında bir cüce.Minik sandalyesini evin heryerine taşıyıp,boyundan büyük işleri bir güzel beceriyor.Kolay bir hayatları yok.Yaşam alanımızı tamamen onlara göre düzenlemek de mümkün değil.Ama biraz empati ve bolca nezaket onların hayatlarını kolaylaştıracaktır.Haydi devler biraz da biz gidelim cüceler ülkesine!Keyifli ve sağlıklı bebekler büyüsün dünyanın heryerinde!


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder